Unutama Beni
Fail to forget me!
unutmak: to forget
ben: me
Boğazında düğümlenen hıçkırık olayım
Let me be the sob stuck in your throat
boğaz: throat
düğümlenmek: to get stuck, to knot
hıçkırık: sob, hiccup
olmak: to be
Unutma beni, unutama beni
Don’t forget me, fail to forget me!
unutmak: to forget
ben: me
Gözünden damlayamayan gözyaşın olayım
Let me be the tear that can’t drop from your eye
göz: eye
damlamak: to drip
gözyaşı: tear
olmak: to be
Unutma beni, unutama beni
Don’t forget me, fail to forget me!
unutmak: to forget
ben: me
Gölgen gibi adım adım
I’m your shadow with every step
gölge: shadow
gibi: like
adım: step
Her solukta benim adım
My name lingers in each breath
her: every
soluk: breath
ben: I
ad: name
Ben nasıl ki unutmadım
Just as I haven’t forgotten
ben: I
nasıl: how
unutmak: to forget
Sen de unutma beni, unutama beni
You too don’t forget me, fail to forget me!
sen: you
de: also
unutmak: to forget
ben: me
Bitmek bilmez kapkaranlık geceler boyunca
Through pitch-dark nights that seem endless
bitmek: to end
bilmek: to know (used for emphasis)
kapkaranlık: pitch-dark
gece: night
boyunca: throughout
Unutma beni, unutama beni
Don’t forget me, fail to forget me!
unutmak: to forget
ben: me
Ayrılığın acısını kalbinde duyunca
When you feel the pain of separation in your heart
ayrılık: separation
acı: pain
kalp: heart
duymak: to feel, to hear
Unutma beni, unutama beni
Don’t forget me, fail to forget me!
unutmak: to forget
ben: me
Sevişirken, öpüşürken
While making love, while kissing
sevişmek: to make love
öpüşmek: to kiss
Yapayalnız dolaşırken
While walking all alone
yapayalnız: all alone
dolaşmak: to walk around
Unutmaya çalışırken
While trying to forget
unutmak: to forget
çalışmak: to try
Unutama beni, unutama beni
Fail to forget me, fail to forget me!
unutmak: to forget
ben: me
