Bu bir tablo. Türk ressam Cevat Hamit Dereli’nin bir tablosu. O, 1900 yılında doğdu, 1989 yılında öldü. Bu tabloda altı kişi var: dört kadın, bir adam ve bir çocuk. Sol alt köşede bir köpek var. Köpek yerdeki üzümlere bakıyor. Bu adamın elinde bir kuş var. Belinde de kuşlar var. Köpek adamın köpeği. O bir avcı. Bu kadının elinde üzüm var.  Bu kadının elinde küçük bir kova var. İçinde büyük ihtimalle süt veya yoğurt var. Bu çocuk bir sepetin yanında oturuyor. Onun elinde ve sepette patates var. Mor elbiseli kadın, omzunda bir testi taşıyor. Turuncu elbiseli kadın ise bir üzüm sepeti taşıyor. Şurada rengârenk ağaçlar var: kırmızı, yeşil, kahverengi ve sarı. Arkadaki bu küçük tepeleri biliyor musunuz? Bunlar peri bacaları. Evet, burası Kapadokya. En arkadaki bu dağ ise Erciyes Dağı. 

Bu, Türk ressam Cevat Hamit Dereli’nin bir tablosu. Dereli , 1900 yılında doğmuş ve 1989’da vefat etmiş. Bu kompozisyonda altı figür bulunuyor: dört kadın, bir adam ve bir çocuk. Sol alt köşede, yerdeki üzümlere bakan bir köpek dikkat çekiyor. Eğilen bu kadın, elinde bir salkım üzüm tutuyor; adamın elinde ise bir güvercin var. Belindeki kuşlar kekliğe benziyor ve muhtemelen o bir avcı. Bu kadın içinde süt veya yoğurt olan bir kovayı tutuyor. Yerde oturan çocuğun yanında patates dolu bir sepet göze çarpıyor. Mor elbiseli kadın, omzunda bir testi taşırken, turuncu elbiseli kadın bir üzüm sepetini getiriyor. Arka planda ise, sonbaharın renkleriyle bezenmiş rengârenk ağaçlar sıralanmış. Hemen bu ağaçların ardında yükselen küçük tepeler, Kapadokya’nın meşhur peri bacaları. En arkada ise zirvesi bulutlarla kaplı Erciyes Dağı, sahneyi tamamlıyor.

1900 ile 1989 yılları arasında yaşayan Türk ressam Cevat Hamit Dereli’nin bu tablosu, Anadolu’nun doğal ve kültürel zenginliklerini sergileyen bir kompozisyon. Tablonun sol alt köşesinde, yerdeki üzümlere dikkatle bakan bir köpek bulunuyor. Köpeğin yanı başında, elinde güvercin tutan adam büyük ihtimalle bir avcı; belindekiler ise muhtemelen avladığı keklikler. Yere doğru eğilmiş olan kadın, elinde bir salkım üzüm tutarken, yanındaki kadının elinde içinde süt veya yoğurt bulunan bir bakraç var. Yerdeki patates sepetinin yanında oturan çocuğun eli nde bir patates, ayakta duran mor elbiseli kadının omzunda bir testi, onun yanındaki turuncu elbiseli kadının kucağında ise bir üzüm sepeti göze çarpıyor. Bu kalabalık sahneye, sonbaharın sıcak renklerine bürünmüş birkaç ağaç eşlik ediyor. Kapadokya’nın kadim sakinleri olan peri bacaları, tabloya tatlı ve gizemli bir derinlik katıyor. En arka planda ise tüm heybetiyle yükselen Erciyes Dağı, zirvesindeki bulutların arasından bu dingin manzarayı seyrediyor.

—

—

—

—

—

—

—

—

—

—

—