Aşkın şarabından bilmeden içtim
I blindly (lit. without knowing) drank the wine of love
Sevda yolundan bilmeden geçtim
I blindly passed through the path of love
Aşkın bir alevmiş yar yar, bir ateş parçası
Turns out your love is a flame, my love, a piece of fire
Bilmeden gönlümü ateşe verdim
I blindly set my heart on fire
Bir sevmek bin defa ölmek demekmiş
(Turns out) to love once means to die a thousand times
Bin defa ölüp de hiç ölmemekmiş
To die a thousand times and never to die
Bin defa ölüp de ölememekmiş
To die a thousand times and never being able to die
Şarabı zehirmiş içtikçe öldüm
(Turns out) the wine was poision, I died as I drank
Yolu hep uçurum düştükçe öldüm
The path was all abyss, I died as I fell
Askın bir alevmiş yar yar, bir ateş parçası
(Turns out) your love is a flame, my love, a piece of fire
Ateşe gönlümü yaktıkça öldüm
The more I burnt my heart the more I died